Polidea, Mart 2011 | 83. Oscar Ödül Töreni

– resimlerin üstüne tıklayarak tam boyutta görebilirsiniz –

BİR OSCAR TÖRENİ DAHA GÖRDÜK

Türkiye’nin jeopolitik konumunun getirilerini okuduk coğrafya derslerinde. Jeopolitik olmasa da meridyen farkının ne demek olduğunu çok iyi kavradığımız zamanlardan biri de Oscar Ödülleri geceleri oldu. Aslında buna Oscar Ödülleri sabahları demek daha yerinde olur zira sinemaseverler olarak Türkiye’de konuşlanmışsak o anda, sabaha karşı izleyebiliyoruz yıl boyunca takip ettiğimiz filmlerin ödüllendirilip ödüllendirilmeyeceği programı.

Bu yıl 83.sü düzenlenen Akademi Ödülleri’nde 2010 yılı filmlerinin değerlendirilmesi yapıldı. Önceki yıllara nazaran birçok kategoride, kategorilerdeki adayları çok kolay ikiye indirebildik ama çoğumuz yanıldık. Bu genelde gönüllerde birinci ama jüriye göre birinci seçilmeyecek adaylarda oldu. Aslında biliyor gibiydik oscarcığın kimlere gideceğini ama bir ümit demiştik… O geceyle ilgili detaylara geçmeden ödül alan film ve oyuncuların listesini bir görelim.

En İyi Film: The King’s Speech; Iain Canning, Emile Sherman ve Gareth Unwin

En İyi Yönetmen: Tom Hooper, The King’s Speech

En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth, The King’s Speech

En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman, Black Swan

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale, The Fighter

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo, The Fighter

En İyi Uyarlama Senaryo: The Social Network; Aaron Sorkin

En İyi Özgün Senaryo: The King’s Speech; David Seidler

Yabancı Dilde En İyi Film: In a Better World (Danimarka); Susanne Bier

En İyi Animasyon: Toy Story 3; Lee Unkrich

En İyi Kurgu: The Social Network; Angus Wall ve Kirk Baxter

En İyi Sanat Yönetimi: Alice in Wonderland; Robert Stromberg ve Karen O’Hara

En İyi Görüntü Yönetimi: Inception; Wally Pfister

En İyi Kostüm Tasarımı: Alice in Wonderland; Colleen Atwood

En İyi Makyaj: The Wolfman; Rick Baker ve Dave Elsey

En İyi Özgün Müzik: The Social Network; Trent Reznor ve Atticus Ross

En İyi Özgün Şarkı: We Belong Together – Toy Story 3; Randy Newman

En İyi Ses Kurgusu: Inception; Richard King

En İyi Ses Miksajı: Inception; Lora Hirschberg, Gary A. Rizzo ve Ed Novick

En İyi Özel Efekt: Inception; Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley ve Peter Bebb

En İyi Belgesel: Inside Job; Charles Ferguson ve Audrey Marrs

En İyi Kısa Film: God of Love; Luke Matheny

En İyi Kısa Animasyon: The Lost Thing; Shaun Tan ve Andrew Ruhemann

En İyi Kısa Belgesel: Strangers No More; Karen Goodman ve Kirk Simon

En önemli dallar olarak anılan alanlarda King’s Speech’in ödül aldığı görülürken, büyük bir fanatik kitle oluşturan Inception teknik açıdan ödül verilen tüm kategorilerde ipi göğüsledi. Bu yüreklere su serpse de birçoğumuza de yetersiz gelip üzmedi değil. The Social Network, Alice in Wonderland ve The Fighter birden fazla ödül alırken nasıl olur da ödül alamaz dediğimiz filmler sınıfına 127 Hours, True Grit, Biutiful, Rabbit Hole da girmiş oldu. Aranofsky’nin ses getiren filmi Black Swan’ı temsil eden ise Oscar’a ikinci kez aday olup ilk kez ödül alan Natalie Portman oldu.

OSCAR HEP EN İYİYİ Mİ SEÇER?

Aslında Oscar ödüllerine karşı oluşmuş rahatsız edici bir yargı mevcut. Birileri bu törenden sonra hep mutsuz olur ve ya da bazıları da tiiye almaz bile. Dünya üzerindeki sinemaseverlerin beğenisinin aynı olmasını beklemek nasıl büyük saçmalık olacaksa sevdiğimiz bir filmin nasıl ödül almadığının ve hatta aday bile olmadığının hayretini yaşayıp akademiye yüklenmek de o kadar saçma olacaktır. En İyi Film ödülünü sunan Steven Spielberg’ün dediği gibi “Citizen Kane de kazanamamıştı…” bu sayfada yazan bir sinemasever (adımın altında film eleştirmeni yazdığına aldanmayın, değilim) olarak benim de dediğim gibi “Fight Club da kazanamamıştı…”

Oscar töreni denince akla yalnızca sürpriz sonuçlar ve ödüller gelmiyor malum… Bir konsepte bağlanan tören, sunucuların performansları gibi etkenler de o töreni etkileyen unsurlardan. 83. Oscar töreninin bu açıdan vasat geçtiğini söylemek durumundayım. Tören sonunda New York’dan bir okulun beşinci sınıf korosunun söylediği, akla Ella Fitzgerald’ı getiren büyülü şarkı Somewhere Over The Rainbow dışında pek de güzel bir an yoktu. Başarılı oyuncu James Franco ve Anna Hathaway’in ne yazık ki başarısız sunuculuğu eksi puan getirdi törene. James Franco 6 dalda aday gösterilen ve başrolünde oynadığı filmin hiçbir ödül alamamasından mı o kadar durgundu bilemesek de Anna Hathaway de gereksiz bir kıpır kıpırlığa bürünmüştü. Oscar ödülleri sunumlarında ise son üçte açıklanan En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Filmi açıklayan sırasıyla Jeff Bridges, Sandra Bullock ve Steven Spielberg keyifli sunumlarından dolayı alkışı hak edenler sınıfındalardı.

Sırası gelenlere değil de hak edenlere ödül verildiğini düşündüren bu törende En İyi Sanat Yönetmeni dalında Alice in Wonderland ile ödül alan Robert Stromberg ve Karen O’Hara’nın yönetmen Tim Burton’a jest olsun diye Şapkacı’nın şapkasının minyatürünü cebinden çıkarıp Oscar heykelinin başına takması, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ödülü Melissa Leo’ya kaptıran Helena Bonham Carter’ın şaşkın yüz ifadesi ve Christopher Nolan gibi bir dahi yönetmenin her yapıtıyla ekibindekilerin Oscarları adeta süpürürken kendisinin 83. Oscar töreninden de ödülsüz olarak ayrılması törenden akıllarda kalanlardan bazılarıydı.

2011’le yepyeni bir yıl ve yeni filmler bizleri bekliyor. 83. Oscar töreninin bitmesiyle 84. Oscar töreninin sinema diliyle “coming soon” dediğini hatırlatmak isterim sinemaseverler.

Polidea gazetesinin Mart 2011 sayısındaki yazımdır.

Yorum bırakın